Yeni Yol Partisi TBMM Grup Toplantısı
TBMM (AA) - DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin kurduğu Yeni Yol Partisinin TBMM Grup Toplantısı gerçekleştirildi.
Toplantıda 3 partinin genel başkanı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, terör örgütü PKK'nın fesih ve silah bırakma kararına değinerek, akan kanın durmasına, şiddetin son bulmasına, siyasetin alanının genişlemesine, hak ve özgürlükler üzerindeki kısıtlamaların kalkmasına vesile olacak her adımın kendileri için kıymetli olduğunu söyledi.
"Biz, iktidarın, şiddetin önüne geçmeye yönelik samimi çabalarını desteklemekten imtina etmeyiz." diyen Arıkan, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Ancak iktidarın neyin olmaması gerektiğine dair bir vurgu olan 'Terörsüz Türkiye' tanımlamasının yeterli olmadığı kanaatindeyiz. İhtiyacımız olanı; istemediğimizi değil, istediğimizi dile getirerek söylemeliyiz. Terörsüz Türkiye, müphem bir kavramdır. Bizim ihtiyacımız olan 'yaşanabilir bir Türkiye'dir. Yaşanabilir bir Türkiye'de terör de yoktur, kayyım da yoktur. Yaşanabilir bir Türkiye'de şiddet de yoktur, gözdağı vermeye yönelik gözaltılar da yoktur."
Arıkan, "Yaşanabilir Bir Türkiye" için gövdelerini taşın altına koymakta bir an bile tereddüt etmeyeceklerini de vurguladı.
Asıl meselenin şimdi başladığını dile getiren Arıkan, bu sürecin sadece duygularla, hamasetle, propagandayla değil, sağduyu ve stratejik akılla yürütülmesi gerektiğini kaydetti.
Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, silah bırakılmasının önemli olduğunu kaydederek, "Aynı şekilde milleti ayrıştıran zihniyet de terk edilmelidir. Silahlar bir daha çıkmamak üzere yok edilmelidir ancak silahlarla birlikte ülkemize ve bölgemize yönelik emperyal planlar da yerin altına gömülmeli, tarihin çöplüğüne atılmalıdır. Gerçek çözüm Roma'da, Oslo'da, Londra'da, Washington'da değil; Diyarbakır'da, Edirne'de, Trabzon'da, Ankara'dadır." diye konuştu.
Teröre ödenen bedelin, milletin tümü tarafından ödendiğini belirten Arıkan, sürecin nasıl yürütüldüğünü bilmenin başta şehit ve gazi ailelerinin olmak üzere 86 milyon insanın en doğal hakkı olduğunu ifade etti.
Arıkan, "Dolayısıyla üzerine basa basa yine söylüyorum, çözümün adresi Ankara, makamı Gazi Meclis, temsilcisi de Aziz milletimizdir. Buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum; TBMM, sadece bu süreci ele almak üzere olağanüstü bir gündemle toplanmalıdır." dedi.
Gazze'de İsrail tarafından yapılan soykırımın ve uygulanan ablukanın tarif edilemez bir felaket tablosuna dönüştüğüne dikkati çeken Arıkan, bombalardan kurtulanların açlık, susuzluk ve hastalıklarla mücadele ettiğini söyledi.
Arıkan, yaşanan soykırımın bugün değilse yarın mutlaka biteceğini vurgulayarak, "Hiç şüphemiz yoktur ki Gazze, Gazzeliler'in olarak kalacak ve Filistin nehirden denize özgür olacaktır." sözlerini sarf etti.
- "Cumhurbaşkanı her adımı bizzat sahiplenmelidir"
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Terörsüz Türkiye" hedefine değinerek, süreci, ilk günden bu yana "ihtiyatlı bir iyimserlikle" karşıladıklarını, "sürecin başarılı olma ihtimali yüzde 5 dahi olsa biz o ihtimali bile destekleriz" dediklerini aktardı.
Nihayetinde terör örgütü PKK'nın fesih ve silah bırakma kararı aldığını anımsatan Babacan, PKK'nın açıklamasında kendilerini son derece rahatsız eden ve kesinlikle reddettikleri pek çok unsurun bulunduğunu kaydetti.
Babacan, örgütsel bağlılık fark etmeksizin bütün terör unsurlarının derhal silah bırakması gerektiğini vurgulayarak, "Silahların teslimi, kontrolü, envanterinin tutulması gibi hususlar, hiçbir tereddüde yol açmayacak usullerle yapılmalıdır." diye konuştu.
Bundan sonraki süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın toplumu ve Meclis'i doğrudan bilgilendirmesi gerektiğini savunan Babacan, "Cumhurbaşkanı, bu süreçte yapılacakların doğru olduğuna kendisi inanıyorsa her adımı açıkça, bizzat sahiplenmelidir. Aksi halde sürecin başarıyla tamamlanması mümkün olmayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Babacan, çatışmadan beslenenleri, hamaset yaparak ve bu topraklara düşmanlık ederek kendine siyasi çıkar sağlamak isteyenleri de gayet iyi gördüklerini söyleyerek, "Onlara sesleniyorum; artık devir, siyaset üretme devridir. Ya siyaset üreteceksiniz ya da bu milleti ayrıştırarak kazdığınız siyasetsizlik çukurunda yok olacaksınız. Bu kritik süreci hep beraber ele vererek, kenetlenerek geçmek zorundayız." ifadelerini kullandı.
2025 yılı yaş çay alım fiyatının kilogram başına 25,44 lira olarak açıklandığını anımsatan Babacan, ÇAYKUR'un açıkladığı fiyattaki artış yüzde 33 iken, TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranın yüzde 37 olduğunu kaydetti.
Babacan, alım fiyatındaki artışın TÜİK'in açıkladığı enflasyonun altında olduğunu söyleyerek, "Sizin tarım politikanız bu mu? Üretimi, üreticiyi desteklemek bu mu?" diyerek tepki gösterdi.
Türkiye'de doğurganlık hızının 2024'te 1,48 olarak gerçekleştiğine dikkati çeken Babacan, Avrupa'da 8 ülkedeki doğurganlık hızının Türkiye'nin üzerinde olduğunu belirtti.
Babacan, Türkiye'de doğum oranlarını ekonomiyle ilişkilendirerek, "Son 20 yıldır doğan bebek sayısı istatistiklerine bakın. Ne zaman ki ekonomik kriz ülkeyi vurmuş, doğan bebek sayısı düşmüş. Ne zaman ki ülke ekonomide ayağa kalkmış, doğan bebek sayısı artmış." değerlendirmesinde bulundu.
- "Verilen tüm kayıplara rağmen sabredenler, gerçek bir teşekkürü hak ediyor"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da tarihi bir dönemden geçildiğini belirterek, bu sürecin sadece Türkiye'deki Türkler ve Kürtler arasından değil, başta Suriye ve Irak olmak üzere, tüm bölge halklarının geleceğine umut bahşeden bir süreç olması temennisinde bulundu.
Terörsüz Türkiye hedefine yönelik değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, sürecin asıl mimarının, ülkenin birliği ve bütünlüğü için canını feda eden şehitler olduğunu belirtti.
Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Süreçte canını ve kanını feda etmekten çekinmeyen gençler ve onların aileleri en büyük teşekkürü, takdiri hak etmektedirler. Mücadelenin içinde verilen tüm kayıplara rağmen sabredenler, gerçek bir teşekkürü hak ediyor. Gerçek kahramanlar, 'çok kan döküldü, buradan dönüş yok' diyerek kendilerini manipüle etmeye çalışanlara karşı, 'daha da mı kan dökülsün? Bizim evlatlarımız şehit oldu, daha fazla mı kayıp olsun' diyerek metanetle karşı duranlardır."
Davutoğlu, artık Türkiye'de siyasal ve toplumsal zihniyetin tüm önyargılı ezberlerinin yıkılmak zorunda olduğunu ve yepyeni bir siyaset dilinin yeniden kurgulanması gerektiğini söyledi.
Sürecin, bu yeni siyaset dilini de dikte ettiğini kaydeden Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Her kesim açısından söylüyorum, sürecin gerçekten başarılı olması halinde kaybedeni olmayacaktır. Eğer gerçekten terörsüz bir barış dönemi başlarsa herkes bir şekilde kazanacaktır. Geçmişin tortularıyla düşünmeyi terk edebilecek olanlar için bu böyledir. O tortulara takılıp kalanlar elbette kabuslar görmeye devam edecekler ama ilan ediyorum ki gölge etmesinler yeter. Her iki tarafın dogmatik zihin sahiplerine sesleniyorum, eğer demokrasi, adalet, vicdana ve aklıselime rağmen dar ulusalcılık sizler için hala bir 'Kızıl Elma' ise o ulusalcılık anlayışını gözden geçirilmek zorundadır. İster Türk, ister Kürt olsun, bu parçalayıcı ulusalcılık, demokrat ve vatanperver bir milliyetçiliğe dönüştüğü gün bu ülke huzur bulacaktır."
Davutoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in taziyesine gitmesi ve ondan övgüyle bahsetmesi gibi pratikleri sadece siyasal bir adım olarak değil, aynı zamanda "psikolojik devrim" olarak niteledi.
Terör örgütü PKK'nın fesih ve silah bırakma kararına değinen Davutoğlu, bundan sonraki sürecin şeffaf bir şekilde işlemesi gerektiğini söyleyerek, önerilerini paylaştı.
Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kamuoyundaki kaygıları giderecek ulusa sesleniş yapması ve başta kendisini bağlayacak sözlerle bir yol haritasının ilanını milletle paylaşması gerektiğini de söyledi.
Sürecin başarıya ulaşmasının öncelikli şartının halkta güven ve samimiyet duygusunun uyandırılması olduğunu söyleyen Davutoğlu, "Büyük hedeflere küçük hesaplarla ulaşılmaz. Bir taraftan muhalefete sükunet çağrısında bulunmak, diğer tarafta hala milletvekillerini bir yekun içinde sayılan piyonlar gibi görerek, sayı ve kelle hesabı mantığıyla siyasi ahlaka uymayan milletvekili transferlerine kalkışmak, samimiyet ve güven ortamını bozar, siyasetin zaten sarsılmış olan itibarını tamamıyla yok eder." dedi.
İlgili Haberler
-
Kamu denetçileri TBMM'de milletvekillerini bilgilendirdi
-
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev tarafından kabul edildi:
-
CHP'li Pala, tutuklu ve hükümlülerin sağlık hizmetlerine erişiminde sıkıntılar olduğunu ileri sürdü
-
TBMM, engellilerin sorunlarını araştıracak
-
HÜDA PAR'lı Demir, Filistinlileri "iş birlikçi yönetimlerin kaderine terk etmeyecek halk baskısı" istedi